İdrar kaçırma, tıbbi olarak ifade
edilirse üriner inkontinans; kontrol edilemeyen ve istemsiz idrar tutamama
halidir. Her iki kadından biri hayatının bir döneminde idrar kaçırma sorunu
yaşamaktadır. Yaş ile görülme sıklığı artmaktadır. Toplumda idrar kaçırma
sorunu ile nasıl başa çıkılacağı ile ilgili yeterli bilgi bulunmadığından,
birçok kadın bu istenmeyen durumla yaşamaya devam etmektedir. İdrar kaçırma
sorunu ile başa çıkmak zorunda olmak, kadınların sosyal yaşamları üzerinde
olumsuz etkiler yaratmaktadır.
İdrar kaçırma, yaşam kalitesini
önemli ölçüde bozan bir hastalık olsa da çözümlenebilme olasılığı olan bir
durumdur. Tanıda ilk aşama detaylı hasta öyküsünün dinlenmesi ve bu duruma
neden olabilecek her kavramın detaylı bir şekilde sorgulanmasıdır. Sonrasında
bu konuda deneyimli bir hekim tarafından yapılan fizik muayene ile idrar
kaçırmaya neden olabilecek anatomik bozukluklar değerlendirilir. Eşlik
edebilecek diğer hastalıklar açısından; açlık kan şekeri, tam idrar tetkiki,
idrar kültürü gibi laboratuvar tetkiklerinin yerinde ve uygun bir şekilde
istenmesi önemlidir. Ardından doktor uygun görürse hastadan, idrar kaçırma
tipinin belirlenmesi, tedavi öncesi ve sonrası kaçırma durumunun
değerlendirilmesi açısından ürodinami denilen bir üst tetkik istenebilir. Bu
algoritma sonrası hastaların şikayetlerinin giderilmesine yönelik gerekli
uygulama ve tedavilere başlanır.
Tüm tanı ve değerlendirme
aşamaları neticesinde hastalarda cerrahi gereksinim olduğuna karar verilirse,
vajinal ve/veya abdominal yollar ile yani karından cerrahi yapılabilmektedir.
Tüm bu prosedürlerde hastanın yaşam kalitesini bütünüyle bozmayan minimal
invaziv yani küçük kesilerle yapılan cerrahi yöntemlerin seçilmesi hastanın
yararına olacaktır. Karın yoluyla yapılacak ameliyatlarda laparoskopik yaklaşım
yani kapalı ameliyat ya da vajinal yollarla yapılacak cerrahi girişimler hasta
konforu açısından ilk tercih edilecek yaklaşımlar olmalıdır. Eğer belirtildiği
gibi cerrahi küçük kesilerle minimal invaziv bir şekilde yapılırsa hastaların
iş ve sosyal hayata dönüşleri normal koşullarda 7-10 günü aşmayacaktır.